İstanbul, tarihiyle turistlerin en çok ilgisini çeken şehirlerden biri. 3 imparatoluğa ev sahipliği yapmış tarihi bir şehir, içinde yer alan tarihi eserleri gezip görmekle bitmez. İstanbul’da önünden defalarca geçip farketmediğimiz tarihi yapı ve mekanların da var.
İşte İstanbul’da önünden geçip belki de fark etmediğimiz tarihi eser ve mekan.
Milyon Taşı
Sultanahmet’de gezenlerin önünden en az bir kere geçtiği Milyon Taşı İstanbul’la yaşıt ve İstanbul’un tarihine şahitlik yapmış önemli bir tarihi mirastır.
4.yüzyılda Doğu Roma döneminden kalma bir anıt olan Milyon Taşı, Bizans İmparatorluğu’nda Konstantinopolis şehrine ulaşan tüm Antik Roma yollarının başlangıç noktası ve dünya üzerindeki diğer şehirlerin bu şehre olan uzaklığının hesaplanmasında kullanılan sıfır noktası olara kabul edilmiş bir yapıdır. Sultanamet’de yer alan tarihi sütun Yerabatan Sarnıcı yakınında tramvay yolunda yer alır.
Soğukçeşme sokak

Arnavut kaldırımlarıyla süslü tarih evleriyle İstanbul’un geçmişine tanıklık etmiş Soğukçeşme Sokak.
III. Selim döneminden günümüze kalmış önemli tarihi değerdir. İstanbul’un bilinmeyen güzellikleri arasında yer alan sokak. İsmini o dönemde bulunan Türk çeşmesinden alır. İstanbul’un Sultanahmet semtinde yer alan Soğukçeşme Sokak. Ayasofya ve Topkapı Sarayı, sur-ı Sultani’ye yaslanmış olan 12 evle, 1 Roma sarnıcının yer aldığı bir sokaktır.
Günümüzde araç trafiğine kapalı olan bu sokağı İstanbul’da yaşayıp görmemek olmaz.
Alman çeşmesi
İstanbul’un mozikler süslü çeşmesi Alman Çeşmesi
İstanbul’un Sultanahmet semtinde bulunan Alman Çeşmesi, Alman İmparatoru II.Wilhelm’in istanbul’a hediyesidir. Neo-Bizanten üslübunda tasarlanan çeşmenin iç kısmı mozaiklerle süslüdür. Almanya’da hazırlanan çeşme buradaki temeller üzerine oturtulmuştur. Mermerleri ile değerli taşları Almanya’da işlenmiş ve parçalar halinde gemi ile İstanbul’a getirilmiştir.
Ayın Biri Kilisesi
Dileklerin gerçek olduğuna inanılan Ayın Biri Kilisesi!
Her ayın birinde kapılarını dileklerini gerçekleştirmek isteyenlere açan Ayın Biri Kilisesi sadece Hıristiyanların değil Müslümanların da dileklerinin gerçekleşmesi için uğradıkları yer. Unkapanı semtinde bulunan ve halk tarafından Ayın biri Kilisesi olarak bilenen kilisenin gerçek ismi Meryem Ana Kilisesidir.
Ahi Çelebi Camii
Evliya Çelebi’nin rüyasına tanık olan Camii Ahi Çelebi Camii!
Eminönü’nde yer alan Ahi Çelebi Camii, Osmanlı’nın en parlak dönemlerine şahit olmuş camiler arasında yer alır. Evliya Çelebi’nin ünlü seyahat rüyasını gördüğü cami olarak bilinen Ahi Çelebi Camii için Çelebi ”helal para ile yapılmış cami” tanımını yapmıştır. Evliye Çelebi için Ahi Çelebi Camii’yi önemli kılan ise gördüğü meşhur rüyanın burada geçmesidir. Rüyasında nurlu bir cemaatle dolduğunu görür ve kalabalığın peygamber ruhlarından evliya ruhlarından oluştuğunu anlatır. “Hz. Ebubekir’i, Hz Ali’yi , Hz. Osman’ı, Hz. Ömer’i, Hz Veysel Karani’yi, Hz. Bilal-i Habeşi’yi, Hz. Hamza’yı, gösterir. O sırada Hz. Muhammed, sağında Hz. Hasan solunda Hz. Hüseyin ile birlikte camiye girer. Hz. Muhammed’in kıldırdığı sabah namazının ardından Evliya Çelebi Kuran-ı Kerim okur. Sonra yanındaki zat elinden tutar ve o meşhur sahne vuku bulur. Hz Muhammed’in elini öper ve “Şefaat ya Resullah” diyeceğine “Seyahat ya Resullah” der. Hz Muhammed tebessüm edip, “Allah’ım şefaati, seyahati ve ziyareti sağlık ve esinlikle kolaylaştır” der. Nurlu kalabalık camiden çıkar Çelebi uyanır”. Böylece Evliya Çelebi’nin seyahat arzusu ateşlenir ve ünlü Seyahatnamesini yazar. Hz. Peygamber’in maneviyatta sabah namazını kıldığı ve kıldırdığı cami olarak da bilinen ve Yemiş İskelesi’nde 1539 ve 1653’te çıkan yangınlarda kullanılamaz hale gelen Ahi Çelebi Camisi, ikinci yangından sonra Mimar Sinan tarafından tamir edilerek günümüzün önemli yapılarından biri olur.
Zindan Han
Zindan Han aslında eski bir hapishane idi.
1877 yılının sonuna kadar hapishane olan Han ismini hemen yanında yer alan Baba Cafer Türbesi’nden ve onun içinde yer alan zindandan alıyor. İstanbul’un en eski tarihi binalarından olan Zindan Han aynı zamanda İstanbul’un “yüzük taşı” olarak adlandırılan yapı günümüzün lüks restoranı SurPlus Restoran olarak hizmet veriyor. Eminönü’nden geçen hemen herkesin dikkatini çekmiş olan yapı eskiden borçlarını ödeyemeyen tüccarların mahkum edildiği han olarak biliniyor.
Notre Dame De Sion Fransız Lisesi
İstanbul’da bulunana en eski kız lisesi olan Nortre Dame Osmanlı Devleti tarafından 1856 yılında özel Fransız Lisesi olmuş. Bu yapıyı ilginç kılan sadece İstanbul’un en eski lisesi olması değil. Yapıyı ilginç kılan, ücretsiz bir sanat durağı olması. Pek çok sanatçıya ev sahipliği yapan lisenin oldukça güzel bir bahçesi var. Herkese açık olan bahçesinde vakit geçirip bir çay içmenizi tavsiye ediyoruz.
Cağaloğlu hamamı
Cağaloğlu Hamamı İstanbul’un en büyük çifte hamamlarındandır. Barok üslubunda I.Mahmut döneminde yapılan hamamın soğuk ve sıcak bölümleri klasik Osmanlı mimarlığından farklı özelliklerle tasarlanmış. Küçük – büyük kubbe, büyük bir göbek taşı bulunan yapı önemli mimarı yapı olmasını sağlayan 1768’de hamam yapılma yasağından önce en son inşa edilen hamam olması yüzyıllara tanıklık eden, göbek taşında birçok önemli sultan ve padişaha ev sahipliği yapmış bu hamam tarih kokuyor.
Arasta Pazar
Mozaik sarkık lambaları, el dokuması kilim ve halıları, en gösterişli çini eselerin satıldığı İstanbul’un sadece turistlerin bildiği Arasta Pazar kesinlikle Sultanahmet’e gidildiğinde gezilmesi gereken çarşıların başında yer alır.
Günümüzde Arasta Pazar’ı olarak bilinene turistlik çarşısının eski adı Sipahi Çarşı’sı Sultan Ahmet Külliyesi’nin güney tarafında kalan çarşı Osmanlı döneminde meydana gelen büyük yangınlarında tahrip olmuş, uzun süre harabe halinde kalmıştır. Birkaç sene önce gecekondular tarafından işgal edilen çarşı 19801i yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından boşaltılarak restore edilmiş ve yeniden faaliyete sokulmuştur. İki tarafına muntazam dükkanlar sıralanmış uzun bir sokaktan oluşan tarihi çarşıda, bugün elde dokuma antika halılar ve çeşitli turistik eşyalar satılmaktadır.
Aydos Tepesi
İstanbul en yüksek noktasında yer alan İstanbul’un gizli güzelliği Aydos Tepesi (Dağı), adını Roma ve Bizans dönemi zamanından alır. Bir rivayete göre ise tarım tanrıçası Damatrys’den isminin geldiğidir. Muhteşem manzarasına karşı gün batımını izleyebileceğiniz tepede aynı zamanda koşu parkuru da yer alıyor.